Mide rahatsızlıkları için sığla yağını denediniz mi?
Sevgili okurlarım, 4-5 yıldır midemde reflü ve ağrıdan yakınıp duruyorum. Mide asidi giderici çeşitli ilaçlar, mide koruyucuları kullanmaktan hal olmuştum. Şu endoskopi denen korkutucu mide taramasına da girmek istemiyordum.
Ailem ve tabii doktorum sürekli olarak bana bunu öneriyorlardı, tam tanı konması için. Ama ben bucak bucak kaçıyordum.
Ya nefes alamazsam, boğulursam diye.
Bu yaz Deniz’le tanıştım.
Pek şeker, pek hoş bir genç hanım. Ve bana mucize gibi bir tedavi önerdi.
Bitkisel ilaçlara ve tedavilere hayatımın her döneminde ciddi bir merakım vardır, eski okurlarım bilirler.
Bu genç hanım da Fransız filolojisi mezunu, üç lisan biliyor. Ancak Datça’ya hayranlığından dolayı buraya yerleşmiş. Şimdi bir yandan evde çeviri yapıyor bir yandan da çevremizdeki yakın köylerde bitkilerle ilgili bilgisini geliştiriyor.
Allah ondan razı olsun. Bana günlük yağını (sığla yağı olarak da biliniyor) öğretti. Ona nasıl teşekkür etsem azdır.
Yağı 22 gün kullanmak gerekiyormuş. Ben henüz 4-5 gündür kullanıyorum yine de şimdiden fark etti.
Mesela hiç nar suyu içemezdim, bugün içtim ve ilk defa midem ağzıma gelmedi.
Asit giderici ilaçları hiç kullanmadım. Tek kötü tarafı motor yağı gibi bir tadı ve kokusu olması…
Bilirsiniz, ben duyduğum denediğim her iyi şeyi yakınlarımla ve siz sevgili okurlarımla paylaşırım; bunu da yazmadan edemedim.
Ama şu önemli noktayı da unutmayın, sağlık hafife almaya gelmez. Sığla yağı kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışın!
Ben aşağıdaki satırlarda, kısaca bilgi vermeye çalışsam da, siz internetten de araştırıp, sığla yağıyla ilgili daha fazlasını da öğrenebilirsiniz.
“Günlük ya da sığla yağı çok eski devirlerden beri tanınır. Sığla yağı, sığla (günlük) ağacı olarak bilinen ve Liquidambar Orientalis Miller ağacının gövdesine tekniğine uygun açılan yaralardan elde edilen balzamın kaynatılması ve preslenmesi sonucu ortaya çıkar.
Geleneksel tedavide yaygın kullanım alanına sahip bitkisel bir üründür.
Kahverengimsi, tahin renginde, bal kıvamında, yapışkan, donuk ve mat yapıda olup kendine özgü aromaya sahiptir.
Tıbbın babası olarak bilinen Hippokrates (MÖ 460-377) döneminden başlayarak ilaç olarak kullanılmaya başlanmıştır.
3. yüzyılda yaşamış ve mide ülserinden rahatsızlık çeken Roma imparatoru Caracalla’nın sığla yağı ve çam reçinesine bal karıştırılarak yapılan bir tür iksirden şifa bulduğu bilinmektedir.
Sığla yağı iyi bir antiseptik ve parazit öldürücüdür.
Pomat ve yakı halinde uyuz, mantar gibi cilt hastalıklarında yararlıdır.
Mide yaralarının iyileştirilmesinde kullanılır..
Ülser ve reflü gibi çeşitli mide problemleri için son derece yararlıdır.
Bunun için aralıksız 22 gün, sabahları aç karnına bir çay kaşığı kadar, yanında yine bir çay kaşığı bal ile yutulmalıdır.
Türkiye’de en çok Muğla’da özellikle ’de Marmaris, Dalaman, Köyceğiz ve Fethiye dolaylarında görülür.
Tarihte cüzzam hastaları tarafından iyileştirme gücü nedeniyle, kullanıldığına dair bilgiler vardır.
Bir rivayete göre tarihte Datça’ya, nasılsa ölecekler diye bırakılıp, terk edilen cüzzamlıların mucizevi bir şekilde iyileştikleri görülmüş.
Sığla ağacı çevresinde yaşayan hayvanların bile yaralarını, ağaçtan akan balzamayı sürerek iyileştirdikleri söylenir.”
This post was last modified on Mayıs 1, 2018 8:50 am